Karadağ ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan iki devletlerarası anlaşma, ülke kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ekonomik iş birliği ve gayrimenkul yatırımlarını kapsayan bu anlaşmalar, 17 Nisan’da Karadağ Meclisi’nde görüşülmeye başlandı. Ancak görüşmeler, tartışmaların gölgesinde ilerliyor. Haberi yayına aldığımız 23:40 itibariyle anlaşmalar halen Meclis’te tartışılmaya devam ediyor.
Komite İlk Olarak Ele Aldı
Meclis’in Ekonomi, Finans ve Bütçe Komitesi, söz konusu anlaşmaları ilk olarak ele alan merci oldu. Komite toplantısında anlaşmaların teknik ve hukuki boyutları değerlendirildi. Hükümet kanadı, bu iş birliğinin Karadağ ekonomisine büyük katkı sağlayacağını savunurken, muhalefet ve bazı sivil toplum kuruluşları anlaşmaların ülkenin çıkarlarını yeterince gözetmediğini düşünüyor.
Komisyon Kabul Etti
Uluslararası İlişkiler ve Göçmenler Komitesi bugün, Karadağ ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hükümetleri arasında turizm ve gayrimenkul geliştirme alanında işbirliği anlaşmasının ve iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin onaylanmasına ilişkin yasa tasarısını yedi oyla ve bir çekimser oyla kabul etti.
Spajić: “Bu Belirli Bir Proje Değil, Devletlerarası İş Birliği”
Karadağ Başbakanı Milojko Spajić, kamuoyunda oluşan yanlış anlaşılmaları düzeltmek adına açıklamalarda bulundu. Anlaşmaların belirli bir yatırım projesiyle doğrudan bağlantılı olmadığını vurgulayan Spajić, şunları söyledi:
“Bu, belirli bir şirket veya proje için yapılan bir düzenleme değil; iki ülke arasında uzun vadeli ekonomik iş birliği kurmayı hedefleyen bir çerçeve anlaşmadır.”
Spajić ayrıca, anlaşma metinlerinin değiştirilmesinin mümkün olmadığını, ancak eşlik eden yasal düzenlemeler üzerinde değişiklik yapılabileceğini ifade etti.
Potansiyel Yatırım 35 Milyar Avro
Başbakan Spajić’e göre, bu anlaşmalar Karadağ’a potansiyel olarak 35 milyar avroya kadar yatırım getirebilir. Bu yatırımların turizm, altyapı ve gayrimenkul sektörlerinde yoğunlaşması bekleniyor. Hükümet, bu hamlenin ülkeyi bölgesel bir yatırım merkezi haline getireceğini savunuyor.
Ulcinj Belediye Başkanı’ndan Sert Tepki
Ulcinj Belediye Başkanı Genci Nimanbegu ise hükümete sert eleştiriler yöneltti. Anlaşmaların içeriğinin halka eksik aktarıldığını ve sürecin şeffaf yürütülmediğini dile getiren Nimanbegu, Başbakan’ın “Ulcinj’de yılda 10 milyon geceleme” hedefini eleştirdi:
“Tüm Karadağ’da yıllık geceleme sayısı 7 milyonu zor bulurken, Ulcinj için 10 milyon geceleme hedefi tamamen gerçek dışıdır.”
Muhalefet: “Egemenlik Tehlikede”
Meclis oturumunda muhalefet milletvekilleri, anlaşmaların içerdiği bazı maddelerin Karadağ’ın egemenliğini ve yasal denetim yetkilerini zayıflatabileceğini savundu. Sosyal Demokratlar’dan Boris Mugoša, hükümeti uyararak şu ifadeleri kullandı:
“Bu anlaşmalar, Karadağ yasalarının üstünde düzenlemeler içeriyor. Avrupa standartlarıyla da çelişiyor.”
Avrupa Komisyonu Görüşü Alınmadı
Muhalefetin bir diğer tepkisi ise anlaşmaların Avrupa Komisyonu’na danışılmadan Meclis’e sunulması yönünde oldu. Avrupa Birliği ile uyum sürecinde olan Karadağ’ın, bu tür kritik anlaşmalarda AB normlarına uygun hareket etmesi gerektiği savunuluyor.
Meclis Önünde Protesto: “Long Beach or Big Lie”
Meclis görüşmeleri devam ederken, dışarıda da halk tepkisini gösterdi. “Long Beach or Big Lie” adlı sivil girişim grubu, çok sayıda aktivist, çevreci ve hukukçuyla birlikte Meclis önünde bir protesto düzenledi. Göstericiler, bu anlaşmaların ülkenin doğasını, kültürel mirasını ve hukuk sistemini tehdit ettiğini savundu.
Oylama Ertelendi, Görüşmeler Sürüyor
Mecliste altı saat süren görüşmelere rağmen anlaşmalar konusunda henüz bir oylama yapılmadı. Tartışmaların önümüzdeki günlerde devam etmesi bekleniyor. Hükümet, süreci hızlandırmak isterken; muhalefet, toplumsal ve çevresel etki analizlerinin yapılmadan bu adımın atılmasının yanlış olacağı görüşünde.
Karar Karadağ’ın Geleceğini Belirleyebilir
Bu anlaşmaların Meclis’ten geçip geçmeyeceği henüz belirsizliğini korurken, sonuç ne olursa olsun Karadağ’ın yatırım politikaları, hukuk yapısı ve dış ilişkileri açısından kritik bir dönemeç olduğu açık. Sürecin şeffaflığı ve kamuoyunun bilgilendirilmesi, ilerleyen günlerde tartışmaların odağında kalmaya devam edecek.