Hükümetin Ciddi ve Organize Suç Tehlikesine İlişkin Değerlendirmesi (SOCTA), son yıllarda özellikle Türk, Gürcü ve Rus olmak üzere yabancı suç gruplarının Karadağ’da giderek daha fazla varlık gösterdiği konusunda uyarıyor.
Türk suç grupları Karadağ’da Eroin, kara para aklama ve insan ticareti alanlarında giderek daha fazla varlık gösteriyor.
Raporda, “Bu grupların Karadağ’daki organize suç gruplarıyla bağlantısı ayrıca suç faaliyetlerini güçlendirmekte ve etki alanını genişletmektedir.” sözlerine yer verildi.
Karadağ Hükümeti belgesinde, özellikle Rus ve Gürcü suçluların eylemlerine ilişkin hiçbir ayrıntı yok, ancak bu nedenle eroinden insan kaçakçılığına ve kara para aklamaya kadar “işletmeler” içinde onlardan Türk olarak bahsediliyor.
2 Aralık Pazartesi günü Ankara’da bir araya gelecek olan Karadağ ve Türkiye Cumhurbaşkanları Jakov Milatović ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuyu görüşüp görüşmeyeceği bilinmiyor. Radyo Özgür Avrupa’nın (RSE) bu konudaki sorusu Karadağ cumhurbaşkanlığı tarafından yanıtlanmadı.
SOCTA’nın bulgularından endişe duyup duymadıkları ve Türk yetkililerin kendi ülkelerinden gelen klanların Karadağ’daki varlığının azaltılmasına nasıl katkıda bulunabilecekleri sorusuna yanıt olarak Türkiye Büyükelçiliği, bir RSE gazetecisini Karadağ Hükümeti’ne yönlendirdi.
Peki hükümetin tepkisi ne oldu?
Güvenlikten sorumlu Başbakan Yardımcısı Aleksa Bečić, yönettiği İstihbarat ve Güvenlik Sektörü Koordinasyon Bürosu’nun “bu suç yapılarının tehlikesini önceden fark ettiğini” söyledi.
Becic, bu yıl 13 Türk vatandaşı hakkında ekonomik suç, belge ve parada sahtecilik ile insan kaçakçılığı suçlarından dava açıldığını söyledi.
Becic, “Yetkililerin bu yapılardan bazı kişilerin artık Karadağ’da ikamet etmemesine dayanarak karar vermesi, faaliyetlerinin pasifleştirilmesine yol açtı. Ayrıca Karadağ’da saklanan çok sayıda Türk vatandaşını da tespit edip iade etmeyi başardık. Yani uluslararası tutuklama kararıyla 5 Türk vatandaşı tutuklandı, 4 Türkiye’ye iade edildi. Bunlar arasında Karadağ’da ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Binali Çamgöz de bulunuyor.” diye konuştu.
Bečić, kurumların Karadağ’da faaliyet gösteren yabancı suç gruplarının üyelerinin tespiti konusunda çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Becic, “Topraklarımızda suç faaliyetlerinin uygulanmasını önlemek ve bu kişilerin Karadağ’da kalmasını engelleyerek ulusal çıkarları korumak amacıyla güvenlik çalışmalarına devam edeceğiz.” dedi.
Rozaje eroin depolama ve dağıtım merkezidir
Karadağ güvenlik ve istihbarat teşkilatlarından alınan bilgilere dayanılarak hazırlanan belgeye göre Türk suç örgütleri eroin ticareti yapıyor.
Batı Balkan pazarındaki eroin ağırlıklı olarak Afganistan ve Türkiye’den geliyor.
Karadağ’a gelen eroinin bir kısmı iç pazara yönelikken, geri kalanı (genellikle daha büyük bir kısmı) Sırbistan ve Bosna-Hersek’e ve ayrıca Avrupa ülkelerine gönderilmek üzere hazırlanıyor.
Bölge ülkelerinde kilogram eroinin fiyatı Türkiye’nin iki katı kadarken, Avrupa Birliği’nde satıldığında bu rakam iki katına çıkıyor.
SOCTA belgesi, kuzeyde Sırbistan ve Kosova sınırına yakın bir Karadağ kasabası olan Rožaje’yi eroinin depolanması ve dağıtımı için kilit bir yer olarak tanımladı.
Bu tür uyuşturucu esas olarak kuzeydeki ve son zamanlarda orta kesimdeki suç gruplarının “iş tanımında” yer alıyor. Eroinin doğrudan Türkiye üzerinden Podgorica’ya getirildiği ve suç örgütleriyle doğrudan temas kurulduğu belirtiliyor.
Karadağ’da şirketler aracılığıyla kara para aklama
Belge ayrıca, Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye vatandaşlarının, sahibi veya yöneticisi oldukları Karadağ’da kayıtlı ilgili şirketler aracılığıyla kara para aklamayla bağlantılı olduklarını belirtiyor.
Bu şirketlerin ağırlıklı olarak danışmanlık, mali işler ve vergi yönetimi, gayrimenkul inşaatı ve satışı ile motorlu taşıt ticareti alanlarında faaliyet gösterdiği de ekleniyor.
MONSTAT İstatistik Otoritesi’nin son verilerine göre Karadağ’da 18.400’den fazla yabancı sermayeli şirket kayıtlı. Geçen yıl Karadağ’da 8 bin 500’e yakın Türk vatandaşı yaşıyordu.
En büyük yüzde 27.2 (5.002 adet) Türk vatandaşlarına ait şirketlerden oluşuyor. Bu, bir yıl öncesine göre yaklaşık 1.200 şirket daha fazla anlamına geliyor. 2016’da bu oran yalnızca yüzde 3.1’di. O yıl Karadağ’da Türkiye’de kayıtlı şirketlerin yalnızca dört şubesi veya temsilciliği vardı. bu şirketlerin sayıları 2023’te 83’e yükseldi.
Bu yıl Karadağ ve Türkiye diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 145. yılını kutluyor.
AB yolunda Karadağ sisteminin kötüye kullanılması
Yasadışı göç sorunu yani insan kaçakçılığı, yine aynı şekilde şirketlerin açılmasıyla bağlantılıdır. Türk kaçakçılık şebekelerinin kamuflaj için uyguladıkları yöntemin bu olduğu belirtiliyor.
Çoğu zaman süreç, kurucularının Türkiye’den gelen göçmenler olduğu Karadağ’da bir şirketin kurulmasını içeriyor. Kayıtlı şirket belgesine sahip olanlar Karadağ’da geçici ikamet kaydı yapma olanağına sahip oluyor.
Sağlanan belgelerle (ikamet kaydı ve şirket sahipliği kanıtı), Türk göçmenler daha sonra AB üyesi büyükelçiliklere transit vize başvurusunda bulunuyorlar. Vizelerini onaylanan kişiler bu yollarla AB ve ABD ülkelerine geçmiş oluyor.
Avrupa Komisyonu yıllardır Karadağ’ı vize politikasını AB ile tam olarak uyumlu hale getirmesi gerektiği konusunda uyarıyordu. Bu da, kendilerinin belirttiği gibi, Türkiye ve Rusya vatandaşlarına vizeyi yeniden uygulamaya koyması gerektiği anlamına geliyor.
İnsan kaçakçılığının yollarından biri de deniz yoluyla Türkiye veya Karadağ’dan İtalya ve Hırvatistan’a, oradan da kara yoluyla diğer AB ülkelerine ulaşım olarak açıklanıyor. Bu amaçla küçük tekneler kullanılıyor.
Göçmenlerin Karadağ’daki şantiyelerde, çoğunlukla da kıyı kesimlerinde belirli bir süre çalışması olgusu da kayıtlara geçti. SOCTA’ya göre bu kişiler daha sonra uygun parasal tazminat karşılığında yasadışı bir şekilde AB ülkelerinden birine naklediliyor.
Çoğunlukla (bu tarife) kişi başı 2.000 ila 6.000 avro arasında değişiyor. Son yıllarda Karadağ’da da mağdurları Türk vatandaşları olan insan ticareti vakaları kayıtlara geçmişti. Bu kişiler çoğunlukla şantiyelerde çalıştırılıyorlardı.
Türk suç grupları, özellikle Arnavutluk’un Durrës Limanı üzerinden sigara kaçakçılığı suçuna da karışıyor.
Arnavutluk’a vardıktan sonra kaçakçılık yollarının bir kolu Karadağ’dan geçiyor. “Üçüncü ülkelere” (Sırbistan, Kosova…) geçiş yapılırken, bu sigaraların bir kısmı yasadışı olarak Karadağ’da bırakılıyor.
Karadağ’ın sigara kaçakçılığıyla onlarca yıldır sorunu var. Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi (OLAF), geçen yıl Avrupa Birliği sınırlarında ele geçirilen kaçak sigaraların yüzde 20’sinden fazlasının Karadağ’dan geldiğini tespit etti.
Türkler’e yönelik bir dizi tutuklama
Karadağ Polis Müdürü Zoran Brđanin, 1 Kasım’da Türkiye’nin İçişleri Ataşesi Emre Çelik ile görüştü.
Toplantının konusu organize suç örgütleriyle ortak mücadelede işbirliğinin güçlendirilmesi ve sahte belgeler alanında bilgi alışverişi oldu.
Bu sorunlarla ilgili daha fazla ayrıntı yayınlanmadı. Aynı ay polis en az 6 Türk vatandaşını tutukladı.
Bunlardan ikisi Karadağ bütçesine şirketleri aracılığıyla 366 bin avro zarar verdikleri şüphesiyle, ikisi ise sahte para kullandıkları şüphesiyle tutuklanırken, iki kişi de Türkiye’den gelen uluslararası tutuklama emri üzerine yakalanmışlardı
Daha önce Eylül ve Ekim aylarında ise en az 10 Türk vatandaşı tutuklanmıştı. Bunlardan bazılarının uzun hapis cezalarına çarptırıldığı için Türkiye tarafından iadeleri talep edildi.
Kaynak: portalanalitika – 30.11.2024


